Sağlık Hizmetleri (Healthcare)
16.yy ile 18.yy arasında Hastane Şövalyelerinin zenginleştirdiği ve 1.Dünya Savaşı sırasında “Akdeniz’in Hemşiresi” olarak itibar ve ün kazanmış Malta tarihi; ülkenin, yıllar içinde gelişmeye devam eden, kaliteli ve güçlü “sağlık hizmetleri” deneyiminin temelini oluşturuyor.
Malta’da, devlet tarafından finanse edilen sağlık hizmetleri, tüm vatandaşlara ve uzun süreli ikamet edenlere ücretsiz olarak sunuluyor. Her ne kadar özel sağlık hizmetleri de yıllardır devlet sistemi ile birlikte varlığını sürdürmeye devam etse de, Malta hükümeti, son yıllarda özel sektör katılımını daha fazla teşvik etmeye ve adanın yerel taleplerinin yanında uluslararası taleplerini de karşılayacak bir tıp merkezi konumuna gelmesini sağlayarak sağlık hizmetlerindeki tarihi itibarını yeniden canlandırmaya karar verdi. Bu bilinçle yapılacak olan sağlık hizmeti reformu; sağlık hizmeti kapasitesini güçlendirerek en yüksek ve kaliteli sağlık hizmetini sağlamayı, ülkenin ihtiyaçlarını geleceğe hazır hale getirmeyi ve hızla büyüyen uluslararası hasta pazarına girmek için yeni hastaneler inşa etmeyi, var olanları modernize etmeyi, kısacası ülkenin sağlık hizmetlerinin tamamen elden geçirilmesini kapsıyor. Bu reform girişiminin bir parçası olarak Malta, uluslararası sağlık hizmeti sağlayıcıları ve tıp okulları ile ortaklıklar kurmaya çalışıyor. Bu durum ve artık onkoloji, yaşlı bakımı, rehabilitasyon, travma tedavisi ve yardımla üreme teknikleri (tüp bebek) gibi alanlardaki özel hizmetlerin de özel sektör tarafından sağlanabilecek olması, haliyle birçok özel sektör yatırımcısını cezbediyor.
Malta'nın en büyük hastanesi olan Mater Dei Hastanesi ve Sir Anthony Mamo Onkoloji merkezi hükümet tarafından işletiliyor. Ülkenin küçük olması nedeniyle bazı uzmanlık hizmetlerinin sağlanamayacağını kabul eden hükümet, yurtdışına tedavi amaçlı yapılan gezilere de sponsor oluyor. Hükümet ayrıca; ücretsiz meme ve rahim ağzı kanseri taraması da dahil olmak üzere bir dizi önleyici, tedavi edici ve rehabilite edici hizmetlerin tamamını sunan klinikler ve sağlık merkezlerini de işletiyor. Malta’daki en ünlü özel hastanenin St. James Hospital Group olduğu söylenebilir. Onu, tıbbi turistleri çekmek için 2016’da butik bir hastane olarak açılan St.Thomas Hastanesi izliyor. Tüm olumlu gelişmelere ve sürdürülebilir sağlık hizmeti yaratmaya yönelik çabalara rağmen, sektörün karşılaştığı en büyük zorluk, güçlü bir temel sağlık hizmetleri sisteminin eksikliği. Bu eksiklik -ufak rahatsızlıklar için de ana hastanelerin tercih edilmesinden dolayı- hastanelerdeki kapasite kısıtlamalarının temel nedeni olarak görülüyor.
Medikal turizmin yükselmesi için, donanımlı hastanelerin yanında yüksek uzmanlık seviyesine sahip doktorlara da ihtiyaç olması su götürmez bir gerçek. Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı, özellikle Avrupa Ekonomik Alanı dışındaki tıp uzmanlarının Malta'da çalışmaları ve yaşamaları için işleri kolaylaştırma konusunda hevesli görünüyor. Bunun yanında hükümet de bu alandaki kamu sektörü yatırımlarını desteklemek için daha fazla özel sermaye arıyor.
Siz de profesyonel sağlık yatırımcıları için önemli bir fırsat olan Malta sağlık sektörünün bir parçası olmak isterseniz bizimle iletişime geçip detaylı bilgi alabilirsiniz.